Turistlerin ve alpaka yününden eşyalar satan yerel kadınların kalabalığının yanı sıra, Cusco’da dolaşırken açık ve bol giysiler giyen, yoga ve şifa derslerine giden birçok yabancı (gringo) göreceksiniz. Cusco ve Kutsal Vadi’nin büyük bir kısmında, And, Amazon ve Doğu uygulamalarının bir birleşimi olan yoga, meditasyon ve ayahuasca seremonileri sunan yeni şifa merkezlerinin açıldığı görülmektedir. Peki bu şehir neden ruhsal bir uyanış arayan insanlar için arzu edilen bir yer haline geldi? Cusco’nun; Peru’nun ve dünyanın mistik başkenti olarak nasıl hızla ün kazandığını merak ediyorsanız yazımızı okumaya devam edin.
İnkalar
İnka’nın tarihi, gelenekleri ve tapınakları Cusco’ya gizemli bir hava verir. Usta taş işçiliğinin ve mühendislik harikalarının hayranlık uyandıran kalıntıları (Eski uygarlık 300 ton ağırlığına kadar ulaşan taşları kilometrelerce uzaktan taşımak zorunda kalmıştır.) insan zihninde merak uyandırıp ‘nasıl?’ sorusunu yöneltiyor.
Machu Picchu’ya vardığınızda; Sacsayhuamán’daki 300 tonluk taşları ilk kez gördüğünüzde veya Coricancha’da altınla kaplı odaları hayal ettiğinizde şaşkına dönebilirsiniz. Bu İnka harikaları gizemleri ve tüm ihtişamıyla, dünyanın dört bir yanından gelen insanlarda hayranlık uyandırmaktadır.
Cusco şehrinin San Blas bölgesindeki bütünsel Şifa Merkezi’nin sahibi Niki Coate: “’İnkalar, Cusco’yu bir puma şeklinde ve kutsal bir şehir olarak inşa ettiler. Her yerinde “kalıntı” olarak adlandırılan, ancak kesinlikle enerjik olarak hala çok aktif olan kutsal yerler var.” demiştir. Büyük bir ruhsal dönüşüme yardımcı bir enerji olmasından dolayı, tüm şifa merkezleri buraya açılmaktadır.
Kutsal merkez olarak Cusco
İnka İmparatorluğu, güneyde Şili ve Arjantin’den, kuzeyde Kolombiya’ya ve imparatorluğun seçilmiş başkenti ve dini merkezi olan Cusco’ya kadar uzanıyordu.
Cusco’nun dört bir yanına dağılmış olan Coricancha (güneş tapınağı) ve Sacsayhuamán gibi her ikisi de en önemli yerlerden olan tapınak ve tören alanı gibi önemli yerler vardır.
Yazar Drunvalo Melchizedek’in “Serpent of Light” adlı kitabına göre, dünyanın çakraları sürekli değişiyor, bu da ‘Şili ve Peru bölgesini tıpkı Tibet ve Hindistan’dakiler gibi dünyaya ışık olacak büyük öğretmenlerin doğacağı bir yere, yeni bir Tibet ve Hindistan‘a dönüştürecek. Kitap, Melchizedek’in eski Güney Amerika’nın kültürel gelenekleri ve öğretilerine ilişkin deneyimlerine ve çalışmalarına dayanıyor. Tüm işaretler, İnkaların dünyanın değişimleriyle uyumlu olarak en ayrıntılı tapınaklarını oluşturdukları Peru dağlarını gösteriyor. İnsanlar şimdi İnkaların gizemini anlamak için rekor katılımla İnka başkentine akın ediyorlar.
Konum
Peru dağlarındaki Kutsal Vadi’nin ağzından ve Peru ormanlarından birkaç saat uzaklıkta yer alan Cusco, iki kültür ve geleneğin birleştiği yer haline geldi. And kültürü açıkça daha belirgin olsa da, Amazon gelenekleri de şehre damgasını vurmaktadır. Şaman dükkanları şimdi şehir genelinde rapé ve ayahuasca seremonileri (her ikisi de Amazon kökenlidir) ile ortaya çıkmaktadır. Ayrıca And geleneklerini (koka törenleri ve And felsefesi gibi) Amazon’dan rapé ve ayahuasca ile harmanlayan şifa teknikleri sunan Cusco ve Kutsal Vadi’de de sayısız şifa merkezleri açılmaktadır.
Bu şifa merkezleri aynı zamanda Doğu geleneklerinden kaynaklanan uygulamalar olan meditasyon ve yogayı da bünyesinde barındırır. Cusco yalnızca Peru’nun manevi başkenti olmakla kalmadı, aynı zamanda And ve Amazon geleneklerinin benzersiz deneyimini sunarak, spritüalizm ile ilgilenen insanlar için küresel bir gidilecek bölge, bilgelik ve eski geleneklerden yararlanılabilecek bir yer haline geldi.
FABE TRAVEL