Hindistan, insanlık tarihi kadar eski kültür ve geleneklerle kutsanmış, ziyaret edilmeye değer, güzel bir ülkedir. Hindistan bazı bölgeleriyle söylenmemesi gereken ifadelere karşı hoşgörü ile yaklaşır ancak ülkenin her bölgesi bu kadar hoşgörülü değildir. Her iki durumda da Hintlilerle sohbet etmeden önce uymanız gereken belirli kurallar vardır.
“Vay! İngilizce konuşmayı biliyorsun!”
Bu cümle, Hintlilere sömürge dönemini hatırlatır. İngilizcenin artık evrensel bir dil olduğu ve o kadar da büyütülmemesi gerektiği kabul edilmelidir.
“Görücü usulü evleniyorsunuz, değil mi?”
Bu, özellikle Bollywood film endüstrisi tarafından dünyaya sunulmuş bir klişedir. İnsanlar hala görücü usulü ile evlenmekte ama yalnızca evliliğe göre bir Hintlinin kişisel yaşam tercihleri sınırlanamaz.
“İneklere tapıyor musunuz?”
Hindistan’daki inekler, birçok dinsel nedenden dolayı kutsal kabul edilmektedir. İneklere tapmıyorlar ancak ineğin tarımda yer alması ve nazik doğası nedeniyle de saygı duyuyorlar. Hassas bir konu olduğu için Hindistan gezisi sırasında en iyisi bu konudan kaçınmak, gündeme getirmemek.
“Gerçekten bir Hintli gibi görünmüyorsun, Hintli olmak için fazla güzelsin.”
Bunun bir iltifat olması gerekiyor mu? Eğer öyleyse bu, Hintlilere benzeyen insanların estetik ameliyata acil ihtiyaç duyması anlamına gelmektedir.
“Ben kriket fanatiği değilim.”
Bir dakikalığına gerçekçi olalım. Hintliler, siz Hint kriket takımını dünyadaki başka bir takımla karşılaştırmaya başlayana kadar (özellikle Pakistan ve Avustralya) kriket fanatiği olup olmadığınızı umursamıyorlar.
“Bir kadın olarak Hindistan’da yalnız seyahat etmek istediğinden emin misin?”
Bu durum, her kadının modern dünyamızda yaşamak zorunda kaldığı akıl almaz erkek ego klişelerinden bile daha kötüdür. Diğer tüm ülkeler gibi Hindistan için de mutlaka ziyaret etmeniz gereken ve uzak durmanız gereken yerlerden oluşan rehber kitaplar vardır. Bu büyüleyici ülkeyi keşfetmeye başlamadan önce her kadın bazı önlemler almalıdır.
“Aksanını beğeniyorum.”
Teşekkürler ama Hintlilerin aksanı yok. Hindistan çok farklı dillerin konuşulduğu bir ülkedir. İngilizce konuşan Hintliler, hecelerini ahenkle vurgulayarak telaffuz etme eğilimindedir.
“Ruhsal bir uyanışa çok yakınsın.”
Böyle düşünen insanlar iki kategoriye ayrılmaktadır: Ye, Dua Et, Sev’i (Eat Pray Love) çok fazla izlediler ya da Hindistan’da inzivaya çekilmeyle ilgili manevi düşüncelere sahip olan ve Himalayalara sığınmak isteyen bir hippinin düşüncesi etkili oldu. Hindistan Ayurveda‘nın doğum yeri ve antik yoga formunun öncüsüdür. Ancak tanışacağınız herkes Dalai Lama’nın bir özentisi değildir.
“En iyi chicken tikka (sıkça yenen yoğurt ve baharatlarla marine edilmiş şişte pişirilmiş bir tavuk yemeği) yapan yer neresi?”
Ülkenin çeşitli yerlerinden gelen otlar, geleneksel Hint mutfağının en önemli bileşenidir. Hint mutfağı, dünyadaki en acı lezzetlere sahiptir ama tıpkı Hindistan’daki herkesin çay sevmemesi gibi herkes baharatlı yiyecekler yemiyor.
“Bu yüksek sıcaklıkta ve kirin içinde nasıl yaşayabiliyorsunuz?”
Tanım gereği Hindistan’ın gerçek yüzünün bu olduğunu düşünen insanlar Slumdog Millionaire’ı arıyor. Yüksek sıcaklıklar, ter kokan metrolar, pis içme suyu ve lokal restoranlarda ishale neden olan yiyecekler gibi konuları gündeme getirmekten kaçının.
Bir Hintliyi kızdırmak zordur ama imkânsız değil.
FABE TRAVEL