Namibya ‘da çok fazla etkileyici doğal manzara vardır ve ülke hemen hemen her bölgesinde Afrika’nın mükemmel güzelliğini sunmaktadır. Şaşırtıcı derecede çeşitliliği, nefes kesici manzaraları ve sessizliği, tempoyu yavaşlatarak ilham verici anlar yaşatmaktadır. İşte Namibya ‘nın cazibesine katkıda bulunan doğal yerlerden bazıları…
Namib Naukluft Milli Parkı
Namibya ‘nın bu muhteşem bölgesi söz konusu olduğunda, gözlemlenecek ve özümsenecek çok fazla doğal güzellik olduğu için yolculuğunuz ne kadar uzun sürerse o kadar iyidir. Bu milli parkın yolları mükemmeldir. Tek başına sürüş keşiflerini kolaylaştırırken, uçsuz bucaksız vahşi doğa alanı ve sessizliği, yalnız maceracılar için uygundur. Muazzam kum tepelerinin, yüksek sıradağların, harika kanyonların ve büyüleyici yaban hayatının tadını, dünyanın en eski çöllerden birini de koruyan bir alanda çıkarabilirsiniz.
Popa Şelaleleri
Batı Caprivi’nin en önemli noktalarından biri de kuvarsit çıkıntılardan aşağı doğru nazikçe ve melodik bir şekilde akan Popa Şelaleleri’dir. Şelaleler, Okavango Nehri’nin bir parçasını oluşturmaktadır ve kayalık çıkıntılardan Okavango nehir yatağına inmeden önce bir kilometreden fazla bir alanı kaplamaktadır. Şelaleler, Bwabwata Milli Parkı’nın girişinde bulunmaktadır. Kıyılarını süsleyen birçok kamp alanı ve muhteşem doğal güzellikler vardır. Yürüyerek ulaşabileceğiniz Popa Şelaleleri, su içinde ve çevresinde gelişen flora ve faunayı gözlemlemeniz için harika bir fırsat sunmaktadır.
Sossusvlei gün batımı
Burada, araziye hâkim olan güçlü kum tepeleri, çöl havasına benzeyen sert ve zorlu koşullara rağmen hayatta kalan sıra dışı bitkiler vardır. Ağaç iskeletleri, dünyanın en uzun ve en güzel kum tepelerinden bazılarıyla ünlü kıpkırmızı manzarada tüm çıplaklığıyla öne çıkarken, çöl ekosisteminin çeşitliliği, beklenmedik görüntülerle ziyaretçileri sürekli şaşırtmaktadır. Kum tepelerinin ve bazalt dağların çölde gün batımı manzarasını, etkileyici ve görkemli bir atmosferde deneyimleyebilirsiniz.
Spreetshoogte Geçidi
Bu çakıl yol, Khomas Yaylası ile Namib Çölü arasında uzanmaktadır ve Namibya ‘daki en yüksek geçittir. Neredeyse tamamen elle inşa edilmiştir ve Rehoboth ile Solitaire arasındaki D1275 bölge yolunun bir parçasını oluşturmaktadır. Keskin virajları ve dik yokuşları, araba sürmeyi zorlaştırmaktadır. Ancak bu zorluğa meydan okuyan cesur kaşifler, aşağıdaki dramatik manzaranın muhteşem ve eşsiz havadan görüntüleri ile ödüllendirilmektedir. Geçidin zirvesinde, Namib Çölü’nün panoramik manzaralarını sunan bir seyir noktası vardır. Akşamüstü saatlerinde, batan güneş çölün üzerinde bir parıltı oluştururken ortaya çıkan görüntü en keyifli andır.
Vingerklip
Bu şaşırtıcı doğal kaya oluşumu, kurak bir manzaraya karşı dimdik ayakta durmakta ve gökyüzünü işaret eden devasa bir kaya parmağı andırmaktadır. Ugab Nehri’nin araziyi kesmesiyle oluşan masa dağları ve yaylalarla dolu Ugab Vadisi’nde, Khorixas ve Outjo arasındaki yol üzerinde yer almaktadır. Vingerklip, deniz seviyesinden 929 metre yüksekliktedir ve 35 metre yüksekliğindeki bir tepe üzerinde durmaktadır. Namibya ‘da var olan tek kaya anıtı ve çok popüler bir turistik yerdir.
Etosha Milli Parkı
Bu muhteşem vahşi yaşam parkına, tabanı 1 milyon yıl önce oluşan ve şiddetli yağmurlar sırasında yalnızca kısa bir süre için dolan Kalahari Havzası’nın bir parçası olan devasa bir maden yatağı hakimdir. Yılın büyük bir bölümünde, önünden geçen av sürülerinin uzun gölgelerinin görülebildiği, benzersiz ve şaşırtıcı derecede sade manzarasıyla parıldayan bir seraptır. Kuraklığına rağmen park, vahşi yaşam açısından zengindir. 100’den fazla memeli türünün yanı sıra tavaya akın eden binlerce kuş yaşamaktadır.
Damaraland
Damaraland’ın yarı çöl manzarasının geniş alanları muhteşem bir manzaradır. Tozlu alanda uzun adımlarla ilerleyen, çöle uyum sağlamış filler ve kumtaşı yataklarına dikilmiş, taşlaşmış ağaç ormanlar gibi bazı nadir ve sıra dışı manzaralara ev sahipliği yapmaktadır. Damara kabilesinin Namibya ‘ya gelen ilk insanlar olduğu, Khoisan lehçesi konuşan ve Afrika’da bulunan diğer kabilelerle hiçbir kültürel ilişkisi olmayan Bantu kökenli bir grup oldukları için antropologları yıllarca şaşırttıkları düşünülmektedir. Kara gergedan, diğer birçok hayvanın yanı sıra bölgelerde bulunmaktadır. Ancak bu hayvanlara, bitki örtüsünün daha gür olduğu Damaraland’ın doğusunda daha kolay rastlanmaktadır.
Kaokoland
Kuzey Namibya ‘daki bu uzak bölge, genellikle Afrika’daki son gerçek vahşi yaşam alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Burada çöle adapte olmuş filler, kaynakla beslenen su birikintileri aramak için kuru nehir yataklarında dolaşırlar ve gururlu Himba halkı ise, modern dünyadaki değişikliklerden etkilenmez. Opuwo’nun başkentinin dışında herhangi bir tesis yoktur. Yalnızca uçsuz bucaksız ve izole bir vahşi doğaya götüren toprak yollardan oluşan bir ağ vardır. Bölgenin cazibesi, ıssız güzelliğinde yatmaktadır. Seyrek nüfusa sahiptir ve 100 yıldan daha uzun bir süre önce, şu anki göründüğü şekle çok benzeyen engebeli dağlık bir manzaraya sahiptir.
Twyfelfontein
Twyfelfontein, kıtanın en büyük Afrika kaya sanatı ve gravür koleksiyonlarından birini gizleyen bir UNESCO Dünya Mirası Alanıdır. Bölgede keşfedilecek çeşitli kraterler ve dağlar vardır. Devasa Brandberg masifi, çevredeki ovalara hâkim olan Namibya ‘nın en yüksek dağıdır ve ünlü White Lady de dahil olmak üzere erken dönem kaya resimlerinin muazzam bir koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır.
Otjikoto Gölü
Bu zümrüt yeşili yeraltı gölü, iyi tabakalaşmış kalın bir dolomit dizisi ve yaklaşık 700 milyon yaşında olduğu düşünülen kireçtaşı üzerinde yer almaktadır. Kaya kütlesi aşındıkça çatısız oyuklar oluşmuştur ve bu da, doğal ortamı ve şaşırtıcı su rengiyle dikkat çeken, baş aşağı mantar biçimli bir göl ortaya çıkarmıştır. Eski kabileler ise, suya giren hiçbir canlının bir daha canlı çıkmadığına inanırdı. Dipsiz olma konusundaki itibarı, silahların Güney Afrika birliklerinin eline geçmesine izin vermek yerine, Schutztruppe’yi (sömürge birlikleri) geri çekerek, önemli miktarda top ve mühimmat tedarikinin gölün karanlık derinliklerine boşaltılmasına yol açtığı düşünülmektedir.
Sandwich Harbour
Walvis Körfezi’nin güneyinde yer alan bu koruma altındaki muhteşem doğal alan, bir zamanlar balina avcıları tarafından liman olarak kullanılmıştır. Liman, Namib Çölü’nün devasa kumullarını kucaklayan tatlı su lagününden oluşmaktadır. Çok çeşitli deniz kuşlarına, eski hayvan izlerine ve eski mezarları sergileyen benzersiz arkeolojik alanlara ev sahipliği yapmaktadır. Sandwich Limanı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve dünyanın en büyük kum alanlarından biri olan Namib Deniz Kumu’nun bir parçasını oluşturmaktadır. Bu alana giriş sadece 4×4 araçla mümkün olup, ziyaretçilere bir rehber eşlik etmelidir.
FABE TRAVEL