Şimdiye kadar gidemediğimiz yerler var ama gidemeyeceğimiz hiçbir yer yok.

Yeter ki siz isteyin.

Lütfen Gitmek İstediğiniz Destinasyonu Girin

Sosyal Medya Hesaplarımız

TOP
Image Alt

POKHARA, LUMBINI ve ROYAL CHITWAN / NEPAL

POKHARA, LUMBINI ve ROYAL CHITWAN / NEPAL

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UZANAN KÖPRÜDE ADIM ADIM 14 AY

Gezinin başından beri Türklerle ilk kez Nepal’de karşılaşmaya başladım. Hele bir tanesi hem benim, hem de onun için gerçekten büyük bir sürpriz oldu. 

İstanbullu Fulya ve Cem. Onlarla da Katmandu’da Tamel’de karşılaştık. O anda yolda Türkçe konuşmasalardı belki de hiç tanışamayacaktık. Fulya, Boğaziçi Felsefe mezunu, Cem de açık öğretimde okuyor ama aslında müzisyen bir genç. Yaklaşık iki yıldır evden uzaklar. Önce İngiltere, İrlanda gibi ülkelerde müzik yaparak para biriktirmişler, sonra da bu parayla Asya’yı dolaşmaya çıkmışlar. Günlük bütçeleri 5er dolar. Ağustos gibi Pakistan, İran üzerinden memlekete dönecekler ve hemen bir albüm çalışmasına başlayacaklar. Ellerinde bol miktarda şarkı birikmiş. Şu sıralarda kendi başlarına üç haftalık Annapurna Trek yapıyorlar.

Hindistan’dan sonra Nepal o kadar huzur verici ki inanamazsınız dostlar. Oteller daha temiz, yemek yerken çok fazla düşünmüyorsunuz, insanlar daha güler yüzlü ve temiz, hele Pokhara’da geçirdiğim dört gün, gezinin en huzurlu günleriydi. Pokhara gölünün kıyısında temiz bir otelde kaldım. Dağcılık malzemeleri oldukça ucuz, oteller ucuz, insanlar temiz, harika bir yer.

Daha sonra Lumbini’ye geçtim. Lumbini, Hindistan sınırına çok yakın ve Hint etkisinin yoğun bir şekilde yaşandığı çok küçük bir yer. En önemli özelliği BUDA’nın doğum yeri olması. Burası UNESCO tarafından Dünya Kültür Varlıkları Listesine (WHL) alınmış durumda ve kazı çalışmaları halen devam ediyor. Detaylı bilgi bir süre sonra sitedeki UNESCO sayfasında olacak.

Üçüncü yer olarak ta üç günlüğüne UNESCO WHL’te bulunan Royal Chitwan Milli Parkına gittim. Royal Chitwan, Bengal Kaplanının yaşadığı son alanlardan biri. Ormanda rehberimizle yürürken bir önceki gece ortalıklarda dolaşan bir kaplanın ayak izini fotoğraflama şansını yakaladım. O sırada da aklıma, güzelim memleketimde kaplan fotoğrafı çekmeye çalışan sadece tek bir fotografçı olduğu geldi. “Ne müthiş heyecan verici bir şey olmalı” diye düşünmekten de kendimi alıkoyamadım. Royal Chitwan, yine tek boynuzlu gergedanın son yaşama alanlarından biri. Fillerle dolaşırken bir tane görme şansımız oldu ama havanın o sırada oldukça kapalı oluşundan dolayı fotoğrafları maalesef iyi değil.

Şu sırada Çin’e, daha doğrusu Tibet’e giriş konusunu halletmeye çalışıyorum. Bir problem var. 

Son bir konu daha. Arkadaşlar benim açımdan sevindirici bir şey daha var. Yapmaya çalıştığım ve sizleri de yakından takip ettiğiniz bu gezi Bilkent Turizm’de  1. sınıflara verilen “Dynamics of Travel” dersinde bir “case study”, bir örnek olay olarak anlatılmakta.  Dersi veren arkadaşımızın verdiği bilgiyi aynen aktarıyorum. 

“Theories of Travel Motivation” adlı konuda turizm sosyologlarından Stanley Plog turistlerin psikolojik tiplerine ve davranış modellerini bir continuum üzerinde anlatır. Burada iki uç kimlikten söz edilir:  Psychocentric ve Allocentric !! Allocentric turistlere verilen örneklerden biri de FB. Marco Polo, Evliya Çelebi gibi kimlikler de bu gruba girmekte. Bu teoride ileri sürülen “outward orientation, varied interests, confidence, inquisitiveness and curiosity” kavramlarina ek olarak “off-the-beaten track”,” roads less travelled”, “adventuresome” gibi eklemeler yaparak konu daha anlaşılır hale getiriliyor. Uzun lafın kısası artık Yüksekokullarda yaptığım işten söz ediliyormuş.

Sevgiyle ve sevgimle kalın hepiniz…

Dr.  Faruk BUDAK

You don't have permission to register
Open chat
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?