MAYALARDA ZAMAN KAVRAMI VE MAYA TAKVİMLERİ
Çocukluğumuzdan beri dini bayram tarihlerinin her sene onar gün öne kaymasını kanıksamış durumdaydım ama farklı takvim ve zaman kavramları olayını ilk kez 1990lı yıllarda Nepal’in başkenti Katmandu’da kaldığım otelin resepsiyonunun arka duvarında asılı takvimi gördüğümde yaşamıştım. Dijital saatimin gösterdiği gün ve ay, bildiklerimle tamamen uyumlu gibi görünüyorsa da Nepal’de “gerçek durum” çok farklıydı. Katmandu’dan Pokhara’ya haftanın belirli günlerinde uçuş vardı ve bu günlerin bizim kullandığımız Miladi Takvimdeki karşılıkları nelerdi? 21nci yüzyılın olanakları sayesinde gittikçe küçülen Dünyamızda, şimdilerde bir turist olarak
MAYA SPİRİTUALİZMİ
Batı Afrika ülkesi Mali’nin Bandiagara Kayalıklarında ilkel şartlar altında yaşayan Dogon kabilesini ilk ziyaretim öncesinde “sanırım yine sıradan bir kabileyi ziyaret edeceğim” diye düşünüyordum ama ruhani inanışları ve kendilerinin anlattığı “Yaratılış Hikâyesi” hakkında okudukça, sıradanlığın çok ötesinde, çok müstesna bir kabileyi ziyaret edeceğimi hissetmeye başlamıştım. Atalarının, Sirius Gezegeninden gelen ziyaretçiler olduğunu 1930larda uzun uzun bir Fransız antropoloğa anlatmışlar, kanıt olarak ta Sirius’un tek bir gezegen olmadığını, iki kardeşi daha olduğunu söylemişlerdi. 1990’ların sonlarında çok güçlü teleskoplar sayesinde Sirius B ve
OKAVANGO: KALAHARİ’YE YENİK DÜŞEN NEHİR
Samanyolunun çılgınca parlaklığı altında şaletime (lüks bungalov) doğru yürürken gecenin yıldızlarına karışan muhteşem bir devinimi tüm akustik canlılığıyla yaşıyorum. Gece kuşlarının bir ağaç vibrafon tınıları kadar ritmik senfonisi ve şaletimin sadece on metre kadar ilerisinde, lagünün suları içinde, kendince oynaşan hipopotamın çıkarttığı su püskürtme sesleri… Afrika’nın derinliklerinde bir yerlerde olmanın tarif edilemez mutluluğu ve eşsiz bir huzur duygusu anları… Afrika’nın güneyinde, Botsvana topraklarındaki Kalahari Çölünün ortalarında muhteşem bir sulak alan olan Okavango Deltasında, medeniyetten çok çok uzakta ama sunulan imkânların
CEHENNEME GİDEN MERDİVENLER
JAVA’NIN AKTİF VOLKANI BROMO Probolingo’daki otelimde sabah saat 4:30 suları. Gün ışığının odama süzülmeye başladığı, sabahın bu çok erken saatinde koridorda bağıran genç kızlar ve banyoda su dökünürken en iğrencinden balgam sesi çıkaranlar nedeniyle uyuyamıyorum. Şimdi de, ne olduğunu anlayamadığım, kelimeleri uzata uzata konuşan bir erkek sesi hoparlörden bağırıyor. Gerçekten bir türlü rahat edemedim bu ülkede. Probolinggo’da sabah kahvaltı yapabileceğim bir yer bulamayacağımı bildiğimden bir gece evvel bir marketten poğaça türü şeyler alıp hazır sütlü sıcak kahvemle odamda hallediyorum. Ana caddeden, sarı renkli
HALEP / SURİYE
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UZANAN KÖPRÜDE ADIM ADIM 14 AY ASYA – AFRİKA 2002 – 03 Şam’dan günübirlik gittiğim Ürdün sınırına yakın bir yerdeki Bosra, antik dünyanın Ortadoğu’daki önemli şehirlerinden biri, ama görülecek fazla yeri olmayan bir kent. Zaten sadece tiyatrosunu görmek için gittim diyebilirim. Yapıldığı günden beri ayakta kalabilmeyi başarabilmiş her tarafı sapasağlam bir Roma tiyatrosu var. Şam’dan sonra durağım yine antik bir kent, Palmira’ydı. Antik şehrin yıkıntılarını direk gören bir oteldeki balkonumdan, 300den fazla sütunu ayağa kaldırılmış kenti seyrederken çayımı yudumlamak oldukça keyifliydi.